Cuma, Mayıs 1

Lé Pétit énfant

Büyük bir aşktı bizimkisi,çocuklar gibi masum,hür ve şen küçükken tanımıştım onu yanakları al yüzü kirlensede saflıktan kirlenmiyecek kadar beyaz,papatyaları soldurucak kadar doğal ve özeldi.
İlk tanışmamız bir kadın kuaförünün önünde olmuştu,neden orası derseniz 2 mizinde anneleri kendileri ile meşgulken biz kapıda sıkılmakla meşguldük çünkü sıradan değildik ve sıradan olmadığımızı 6 yaşında gölün kenarında beni sıradan olmayan bir şekilde öptüğünde anlamıştım,tanıştığımız yere dönerések kapının önündeydim üç tane misketim vardı cebimde elimde onlara bakarken içten bir "öf" ile yanıma oturan küçük "kızıl saçlı ve yeşil gözlü" kız bana doğru baktı ve dediki "hiç merak ettinmi o renkleri nası içine koyduklarını" utangaç baktım "evet hemde her elime alışımda onları bu yüzden seviyorum hep merakımı uyandırıyolar" dedim,gülümsedi ucu eskimiş ayakkabısını ayağıma vurdu bende küçük bi dirsek attım sonra annelerimizin işi bitene kadar konuştuk hemen kaynaşmıştık bilirsiniz çocukken bi zorunluluk yoktur kaynaşmak için nasıl olsa küçüktük ama dünya bize çok büyüktü ve bizde meraklıydık,küçükken elele gezdiğimiz sokaklarda büyüdüğümüzde elele gezdiğimizde o meraklı ve kınayıcı gözleri üzerimize hiç çekiçeğimizden haberimiz bile yoktu.
Geceleri bazen korkardım yanlızdım sahip olduğum tek şey tahta bir oyuncak ve onun sıcacık ve küçük ellerinin avuç içleriydi o yüzden her korktuğumda küçük camımdan battaniyemle iner onun evinin önüne kadar yürürdüm ve onu evinin önunde hazır bulurdum sonra küçük oyun çadırında uyurduk,zaman bölece geçtikçe ailelerimiz küçükken safça gördüğü o yakınlığımızı büyükçe kısıtlar oldu ve neden birbirmizle bu kadar vakit geçirmeye düşkün olduğumuzu hiç bir zaman anlayabilicek kapasiteye erişemediler çünkü bilmiyolardıkı bizi bağlayan hayal gücümüz ve kalbimizin en başından beri birbirimize ait oluşu onunla olduğumda hep büyümektan korkardım büyüyüp bigün hayat şartları değiştiğinde beni terkediceğinden ve kısa sürmedide uzaklaşma sürecimiz.
O yazın sonu okula başladık her zaman ki gibi okulumuzada elele gittik çünkü her gün yemek yemek kadar normaldi onun elini tutmak ve daha ilk günden bakışları üzerimize çekmiştik birbirimize bakıp anlamsızca gülümsedik ve saniyelerimizi bile beraber geçirdiğimiz hayatımızda ilk defa ayrılmıştık çünkü sınıflarımız ayrı düşmüştü ne yazık onu düşünmekten dersi dinleyemez olmuştum,o günün sonu okul bittiğinde okulun önünde buluştuk elimi uzattım uzattığımda havada asılı kalmıştı çünkü tutmamıştı önemsemedim eve kadar beraber yürürken sürekli sınıfından ve hocalarından bahsetti okadar heycanlıydıki bana sormadı bile ama olsun önemsemedim birbiri ardından gelen günlerde olduğu gibi gittikçe yanlızlaşıyordum çeşitli etkinliklere katıldığı için bazı günler eve hep yanlız dönmek zorunda kaldım,bir gün gene eve yanlız dönerken küçükken ne vardı,büyürken neden yok dedim içimden o gece ağlamıştım çok çünkü bi önceki gün eve dönerken hoşlandığı bir çocuktan bahsetmişti bana hiç bişey o günkinden fazla acıtmamıştı canımı.
Ve o sonbahar sonu liseye başlıcaktık ne kadarda büyümüştük,bütün zevklerimiz değişmişti o bütün yaratıcılığını ve zekiliğini güzelliyle kullanmayı tercih etmişti,ben ise kitaplara ve çeşitli sanatsal faaliyetlere vermiştim.Evet lisenin ilk günü okula beraber yürüdük ama el ele değil yanyana 1 2 sınırlı cümle kurarak ve tesadüfen bu sefer sınıflarımız aynı düşmüştü ama o yinede beni görmezden gelmeyi tercih etmişti,hatırlıyorumda çocukken bir gün sahilde gökyüzüne tersten bakarken demiştiki "seninle yaşıyacağımı bilsem ömür boyu,büyüyünce asla seni sevmekten çekinmezdim çünkü sen belkide yüreğime sakladığım en sevdiğim insansın ve bir gün hayatın getirilerine mahkum olursam ne olur beni şimdiden affet ve buraya bir gün bensiz gelirsen bensiz gelmediğini bil isterim"ve ben bunları düşünürken sınıfta gözlerinin içine bakmıştım ve onun bi an gülmeyi kesip buruk bi gülümsemeyle bana bakarken ağlamamak için yutkunduğunu gördüm.Neden ? dedim ve nedenimle kaldım.Her geçen gün dahada güzel oluyordu nerdeyse okulun en güzel kızlarından biriydi çok erkek hoşlanıyordu ve ben uzaktan onu izlerken sadece gülümsüyordum çünkü hayatında sadece bir erkekten hoşlandı 2 gün sürdü ve başka bir erkek onu elde edemedi çünkü yüzünde gördüğüm benim yüzümdü ve benim yüzümle kimseyi öpemezdi.
Ve bir gün okulun bahçesinde otururken beklemediğim bi anda yanıma geldi,kulağıma "seni seviyorum" dedi şaşırdım bende eğilip "seni ama sadece seni seviyorum" dedim.Elimi tuttu korkmadan sım sıkı  kalk dedi ve koşarak gölün kıyısına gittik ve belkide yılların acısını derinden çıkarır gibi saatlerce birimize baktık ve öpüştük beni küçüklüğünde bile sıra dışı öpen o kız sıra dışılıktan mucizeye dönüşmüştü,bana baktı uzun uzun "öle bakma" dedim "öle bakmasamda böle olmaz mı ?" dedi "böle olur" dedim gülümseyerek ve olduda  bütün çırpınışlara küçükken bile bilmediğimiz tepkilere rağmen şimdi o benim kadınım bende onun kadınıyım ve bu yazıyı onu sevmemin hiç sonu olmayacağı ve her gün sonu olmayan sevgimizi kutladığım anlar adına yazdım...

"Çok tatlısın."
"Tatlı!,Sen daha."
"Abartma."
"Abartırım küçük."
"Peki küçük." 

LOVE CK..

5 yorum: