Perşembe, Mayıs 27

Swefm-g-emglar

Bugun ateşböcekleri gördum,yanıp sonen yanıp sonen ama el değince yitip giden...
Senin için toplamak istedım onları dusunsene bınlercesını bir kavanoza koysam gecelerce bizi aydınlatsalar yada keşke ateşböcekleri gibi el değmeden yitip gitmesek...
Bugun bisikletimle yokus aşşagı kendimi bırakıp kollarımla gokyuzunde seni sımsıkı kavradıgımda ordaydın işte kanlı canlı ölece bakıyordun bana,gözyaşlarım aktı engel olamadım ne kadarda özlemişim seni sonra sonra 2 yana salladım kafamı,gözlerimi açtım koskocamaann,bir ruzgar esti darmadağın etti gözyaşlarımı savurdu gitti affalladım cnku o anda bir film şeridi yaşıyordum her anı her an seninle ilgili geri geri gider olmuştu şaşkınlıkla baka kalmıştımki filmin sonunu getiremeden arabanın korna sesini duydum ve butun sokakta fren sesleri yankılandı ve burun buruna durduk kafamı kaldırıp kadınla göz göze geldıgmde dondu kaldı arabadan inip bagırmasına kalmadan yanından gecıp gıttım
sonra yanımdan gecen trene el salladım garip ama içinde olmak istedim her nereye gidiosa belki beni sana yakınlaştırırdı nede olsa sen bana asla cok uzak olmadın cnku hep "tam şuramdaydın" nereyi gösterdımı sen tahmın et artık.Evet bunları yaparken anneme cenaze muzıgı gibi gelen sigur ros'un swefn-g-englar sarkısını dinlemem pek bi bi ironik yada bana cenaze marşını anlatanan sarkının su sıralar en cok dınledıgım sarkı olmasının sebebıde bi kaç ay once yuregımden bir cenazeyı kaldırmıs olmam belkıde yastayım evet 21 yasındayım ve yastayım,televızyonda 1994 yılındakı sıyaset meydanı var ali kırcanın saclarını boyamasına gerek olmayan yası benmde daha yas tutmak nedemek bilmeyen 6 yasım eyer seni 6 yasımdayken tanımıs olsaydım sanırım 6 yasındayken senden vazgecerdım cnku sen 6 yasındayken bile bana emınım 60 yasında hıssetırırdın belkide,neyseki giden ve giden yılların artık ne bana nede sana faydası var ben uyuyım kafam acılmadan.Bugun içimdeki tum sukuneti kaybettiğim gun yerine koyamadıgım boboş bir oda gibi duran o boşlugun sesini koydum.ççvazgectım kendımden,herşeyden sadece bir kere sarılıyım yeter....

Çarşamba, Mart 17

NO.

İçimi yakıo,söliyiek sözüm bile yok...ne kötü aşk.. ne kötü kötü aşık...yanımda olsa keşke herşeye rağmen kokusunu herşeyini çok özledim eski günlerdeki gibi ama öle bi hal aldıkı görsem suratına tükürürüm,neyse umarım hayatı güzel olur benden geçti o,geçirelide çok oldu...gitmek istiyorum buralardan hemen ilk ucakla,trenle,otobusle,arabayla,bisikletle,motorla,vapurla öff işte ne olursa..ne kadar uzak okadar iyi ama sanrım ömrüm boyunca kalbimde falan kalıcak cok garip ne yaparsa yapsın gitmio içimden boşluk boşluk boşluk neden neden offf.....Ağzıma Sıçılingen vol.23456345....

Salı, Şubat 23

Miss missing.

Bugün onu çok özledim,kalktım bir sigara yaktım içime doğru çekerken sabahın aydınlattığı sokağıma bakan camımdan öten kuşların gagasına kondurdum üflediğim dumanımı.Ah dedim, nerde yanlış yapmışım ki gözlerim yaşlı penceremde kalakalmışım,hata etmişim bilmeden bir hatayı sevmişim gene yarı yolda kalmısım...

Pazartesi, Ocak 18

Gözümü açtığımda yerde yatıyordum,tam olarak bana ne olduğunu anlamamıştım ama farkettiğim kadarıyla ufak çaplı bir düşüş,kafadan vuruluş,bir kalp krizi kısacası kriz yaşamıstım.
Geceleri çok çekilmez oluyo bu sıralar daha önce tadmadığım hissetmediğim duygular yutkundukça boğazımda takılıp garip tadlar bırakır oldular aslında ben istemedim böle olmasını yada bu duruma kendi kendimi itmedim herşey birden gelişti bütün korkularım,arkama attığım gözyaşlarım kapımı çalar oldu hergün tek tek ama yüreğimde dayanamaz oldu.Nede olsa yürek bu kürek değil ya.
İstiyorumki denizin dalgalarında sürüklenip karaya vuruyim hayatımı palmiye ağaçlarının altında geceleri biraz ateş yakarak yıldızların en yakınımda olduğu anı yaşıyım hava temiz,ruhum temiz aksın gitsin.
Aşk,sölerken bile içimi yakıyor tam bulmuşken kaybediyorum sanki gün geçtikçe,yüreğim ona elveda derken ellerim ellerinden kopamıyor zaten okadar yumuşaklarki gece uyurken kafama koyduğu başı uykunun verdiği şişkinlikle kenara kayan dudakları beni saran kolları onu bukadar güzel kılan tek şey aşkmı tanrım bir başını öne eğişi silmeye yetiyo bütün kederlerimi yada gözlerini utanarak benden kaçırışı işte yüreğimde böle taht kuran 3 kelimenin çok uzak değil yakında bunları hissedemicek kadar uzaklara gitmesi gözlerimi kızıldeniz'e çevirmeye yetiyor.İşte sen geldin,göçtün Aşk.
Ehh,işte yavaşca parçalara ayrılıorum gözlerim görmesi gerekenleri değil görmek istediği şeyleri görür oldu fark edemiyorum taşıyamıorum ve her geçen gün kayboluorum ve sanki bir girdap gibi sanki etrafımdakileride içimde yok ediyorum Eyer dünya bana gülümsemesini bilseydi ben onu kucaklamaya hazırdım ve eyer sevdiğim gönül verdiğim herşey kıymetimi bilseydi canımdan bile vazgeçmeyi hazırdım ama ne dünya nede insanlar kıymet bilmediler o yüzden artık,yanlız olmak tanrıya değil bana mahsus...

"Ah sessiz aşk neler yazmış,öğren artık okumayı 

aşkın sırrına ermişler bilir gözleriyle duymayı"..


W.Shakespeare 

Pazar, Kasım 8

Bazen,

Düşüyormuşcasına sarsılmaz mı gövdem sanki düşerken karın boşluğumu bir yere çarpmışım da 5 sn'de olsa nefessizliğin nasıl bir his olduğunu tatmışım,ağzımda kekremsi bir tat bırakmış içmişim günlerce gitmemiş sormuşum kendime ne çok 

-miş'li geçmiş zaman eki kullanır oldun sen.

Öle değilmiydi ya zaten herşey mişlerden oluşmazmıydı yoksa ben mi kendimi inandırmıştım (bir miş daha) e öl olmaydı "Ermiş" lere nede "Ermiş" demişler Ermiş'se nerden bilsin mişli geçmiş zamanı o,gelecek zaman ekiyle konusurken.Zaten hayat anlamsızca ekler ve sıfatlar ekleme peşinde değilmi bize ilave etmeye,o yüzden düşünüyorum hayata ayak uyduramamamın sebebi sanırım kendimi betimliyememem,ve bir konuda henüz sıfatlandırmış olamamam hani biri bana gelip "sıfatına tüküriğim senin" dese yağmur yağdı sanarım.

Tek ihtiyacım olan duvarıma asabilceğim bir mutluluk tablosu ve arkasında yazan mutluluk hikayesi ,bir oda,bir duvar,bir koltuk ve hayatımın usta bir ressamın ellerinden çıksada kusursuz bir resim gibi görünen ama aslında çokta kusursuz olmayan ek olarak karmaşık olan o tablosu,fonda bir "claude debussy-claire de lune" ellimde sevdiklerim viski kadehimde,yudumladıkca beynimde dans ederken o kekremsi tadı anarak şerefe.

Böyle bir hayat benimki azizim ne yaparsın,miş'li ecek'li acak'lı ekleri barındırmadan tamda hayalperestlerin olması gerektiği yerde gururla ve sevgiyle sunar.


"Veni,Vidi,Vici" 

by Napoleon Bonaparte...


"Gidemedim,Göremedim,Yenildim"

by Cansu Korkmaz...

Cuma, Ağustos 28

BENCE.

Görmek istiyorum duygularını,

Duymak sevdayı ellerimde...

Birtanem,

Ne çok düşledim seni..

Sensiz olduğum,

Bunca..

Bence,

Yüzlerce zaman içinde...


Gönülden duymak seni,

Birtanem..

Bence,

Sadece

Birlikte olmak özgürce...


Sevmek seni,sahiden..

Birtanem,

Yüreğimle gördüğüm.

Gözümle dokunup,

Elimle dinlediğim..

Sevgi diye bildiğim,

Herşeyi paylaşmak seninle.


Sevgili Babam CK'nın dizeleri yıl 1993.

Cumartesi, Temmuz 25

Don't wanna See...

Canımın sıkılmasından sıkkınım,etrafımdaki insanlara nolur gitmeyin diye yalvaran gözlerden bakmaktan muzdaribim,yanlız kalmamak içime dönmemek için bişilere ihtiyaç duymaktan..Lafın başına başlarken arakasını unutmaktan,hiç bişey için yaşıomuş gibi yaşamaktan sırf yanlızlıktan geride kalan duygularımı anlarımı özlemekten duygusuz olmak için bu kadar çaba sarf ederken duygusuz olmamaktan gizlice herkez uyuduğunda sessizce içimden ağlarken,gözlerimden küçük sıcak ıslak gözyaşı damlaları dökmek,hayatımı alt üst eden şarkıyı defalarca dinlemek,
"Trespassers William-love is blindness" hergece yıldızlara bakıorum ama eskisi kadar mutlu olamıorum çünkü artık aradığım şey gökyuzunde değil içimde ruhumda kalbimde saklı,yanlızlığımdan en eski aşklarıma yalvarasım gelio ne olur dön diye onlar okadar kapımda ağlarken dönüp bakmadığım zamanlar aklıma gelio ama biliorum bu bi dönem mutluluğun en ince kısmını kaçırıorum daha tam yakalayamadım çünkü aslında ben zaten böle mutluyum ama daha henüz farkında değilim çünkü uzun süredir ilk defa hayatımda biri olmadan bir yaz geçiriorum ama yinede saçma sapan egosal ilişkiler yaşamaktansa yanlızlığımda geçirdiğim bu güzel yazın tadını cıkarırım çok daha iyi.
Bi anda yeniden gençleşmek istiyorum ama ondanda korkuorum artık karanlıktan bile korkuorum içimdeki yanlızlıktan çok cesaretsiz ve güvensizim hiç olmadığım kadar.Fakat beni üzen bu cesareti ve güveni etrafımdaki insanlardan alıyo olduğumu fark etmek oldu beni korkutan onlarla 1 ken 0 olmak aslında kendi başımadaykende 1 olamamak acıttı ama gerçekler acıdır iyikide acıdı artık 1 olma yolundayım ruhum.