Pazar, Şubat 22

BİR GÜN..

Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa
Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde
Ve saatler geçikmiş zamanları çalarsa 
Bil ki seni düşünüyorum.

Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin,acil
Örtün karanlıkları masmavi denizlerde
Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl 
O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde
Bil ki seni bekliyorum.

Bir sabah gün doğarken aç perdelerini, bak
Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar 
Kendini tadılmamış derin bir hazza bırak 
Dökülsün dudağından en umutlu şarkılar 
Bil ki seni istiyorum

Gecelerden bir gece uyanırsan apansız
Uzaklardan elemli,garip bir kuş öterse
Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayanlız
Ve bir gün kabrimde bir kara gül biterse 
Bil ki seni seviyorum.

Salı, Şubat 17

Your kisses good as wine..

Acı bir tat gibi dudaklarımda yokluğun,serin ama ılık bir rüzgar gibi bedenimde varlığın..
Bir yaz akşamı oturduğum balkonuma doğru esen rüzgardan savrulan önümdeki koskoca cam ağacı ormanının sesleri,sabaha karşı eğlencelerden dönen sarhoş ama uykulu gençkızların sesi ve onlara dokunabilmek için arkalarından takip eden aç gözlü delikanlıların aç gözlü adımlarının sesi,sen şimdi içerde yorulmuş bedenini dinlerdirmek için uyurken ben usulca kalıp geldim yerimden bir bardak sallama çay ve yıpranmış sigara paketimle başbaşayım,önümdeki deftere senin için bir kaç satır karalamak istedim ama yapamadım sanırım daha o kelimelere sahip olamadım onun yerine bir serzeniş yazmak istemedim şuan sen uyurken hayatı nası gördüğümü bil istedim o yüzden bizi bir kağıttan daha mahrum ettim.Geceden kalma çöplerimize bakıorum ne kadarda pisiz ama olsun seninle burayı dağıtmak bile güzel keşke şimdi görebilseydin ve duyabilseydin güneşin dogarken bana sölediklerini yada cırcır böceklerinin nekadar cok dilek dilediklerini sabaha kadar hiç susmadıklarını,bazen gökyüzünü bu denli güzel gördükce içim biraz daha ısınıyor hayata çünkü gün batımları ve gün dogumları hep bir ressamın elinden cıkmış gibi güzel ve nadir oluyolar keşke bnde hayatımı kusursuz bi ressamın elinden çıkarabilseydim keşke kendimi inandırabilseydim gitmiyeceğine sen yatagımızda masum masum uyurken güneşin dogumuyla terleyen bedeninden sen bilmeden öpmenin ne kadar güzel oldugunu hissedebilseydin,gece boyu kollarımda öptüğüm dünyayı umursamadan seviştiğim kadının bu denli nasıl masum oldugunu görebilseydin ve bi insanın kendi çıplaklığı dahil başka bir çıplaklığa naslda tapabilir bilseydin ama göremessin işte uyuyosun silkelemedikçede uyanmıcaksın yada yanana masum bir öpücük kondurmadıkca ve o uyku sersemliğle beni başından cok kolay savıcaksın geri geleceğimi bilerek ama sen beni başından savdığında o kapıdan çıkan ayak seslerimi bir bir duyacaksın ve kapıdan içeri girmediğimde ensişeye kapılıp uyanıcaksın koşup bana sarılıcaksın yada öle isticeksin çünkü sen uykunda beni başından savarken toparladığım eşyalarımın sesini duymıcaksın gözlerim yaşlı çeke çeke sürüklediğim bavulun tekerlek sesine aldırış etmiyeceksin ve uyandığında aslında bunun sana yazılmış bir elvada notu olduğunun farkına çok geç varacaksın ama sen şimdi uyu ve güzel rüyalar gör daha saat cok erken ve erkenden denize gitmemek için herhangi bir sebep yok yaşlı insanlar için çünkü onlar belkide ömürlerinde son kez denizi okdr berrak görebilicekler o yüzden herşeye hep acelecidirler,gençken herşey ne kadarda güzel zaman yavaş olabilicek şeyler hep ertelenilcek şeyler ama bazen dün bugun,bugun ise dün oldugunu anlamak çok zor.Geceleri içkiden hafif sarhoş oldugumzda beyaz ve kapısında pembe çiçekleri olan evin kapısının önünde seni öpmek sonra elinden tutarak koşar adımlarla eve koşmak bir an önce derinden sarılabilmek için biraz daha fazla sen için çabalamak nede olsa nefessiz kalmak,sana bunları yazmak için nedenlerim yok ama beni bu yazıya götüren sebeplerim cok,bazen hiç duymadığın sadece kendi sesinin çıktığı noktalarda görüntünün düşünce sesini açtığımızda sana bakarken düşüdüklerimi hep görmezden geldin ve bilmedin ve bnde bilmedini bilerek sustum derin nefes aldım ve seninle sevişmeye devam ettim,düşündüğüm bildiğim şeyler yuzunden bazen odaklanamadım ama varlığını hiç inkar etmedim edemedim o yürekliliği taşımıyorum sanırım.Evet biraz önce sana baktım yerimden kalkıp bir sallama çay daha  yaptım o sırada sende sırt üstü uzanmıstın zaten uzaktan seni kokladım gün iyicene ağırdı bi ara farkettim uyuyakalmışım ürpertiyle uyandım ama uyumamalıyım nede olsa birazdan çayımı bitirtikten sonra bugun için rezervasyon yaptırdıgım uçağıma yetişmeliğim bu sakin sessiz küçük sahil kasabasından giderek uzaklaşalıyım seni ve anılarımızı burada bırakmalıyım,neden deme can simidi elinde koşturan cocuktan can simidini istemek geldi içimden ozmn kendi canım +1 canım daha olurdu büyümek için mantarları yerken zıpladığımda acılarımdan 5000 puan kazanabilirdim ve evet uyandın malesef tahmin ettiğimdende erken uyandın şimdi bize bir vedalaşma sahnesi lazım izleyenlere bir son göstermek lazım ve evet balkona doğru gözlerini avuşturarak geliyosun kapıda duran bavulun farkında değilsin içimden tshirtum üzerinde çok güzel durmuş demek istedim çünkü uzun sarı saçların sağınık gözlerin gökyuzundende mavi ve uykulu üzerinde yazan "born to be Famous"tshirtim tenine bu kdr güzel uyabilirdi ve sen yürüken içindeki çıpklaklığı kilodunun üstünde olmaması beni bnden alan ve yanıma gelip oturup "sevgilim ?" demen bnmde "günaydın sevgilim ?"demem sanırım bizi bütünletiren noktalar.Valizi farketmedin şuan farket istemedim gelip sarıl istedim seni kucaklayarak yatağa götürmek sonra öpüp öpüp koklamak derinden ve içten bakmak o gözlerine ve şöle sölemek "elvada demeden gidecektim aslında ama sen tahmindende erken uyandın sanırım kendimi gökyuzune biraz fazla kaptırmısım ama üzerinde gördüğüm ben,ben kokan ben cesaretimi kırdı ve sabahki o güzelliğin ve gözlerinden gelen dalgaların sesini kendimden alamadım çok aptalım ama böleyim uyurken başından savdın ama en büyük hatayı en başında yaptın sen beni UYANIKKEN hayatına aldın"...

Love CK...Be glamour Be unforgettable...